1 Kasım 2010 Pazartesi

Doğunun Limanları - Amin Maalouf

Bir insanın hayatı doğumuyla başlamıyormuş meğer; çünkü insanın hayatı öldükten sonra da devam ediyormuş.

Doğduğu yerden gidince insan, aslında bir yanı hep orada kalıyormuş meğer; çünkü kendi gitse de, unuttuğu şeyler muhakkak oluyormuş.

Mutlu başlayan her aşk hikayesi mutlu devam etmeyebiliyormuş meğer; ama mutlu bitebiliyormuş.

Şartlar insanın hayatını değiştirebilecek kadar önemli olabiliyormuş meğer; çünkü yaşamak sabredilemeyecek kadar uzun değilmiş.

İnsan öldükten sonra da yaşayabiliyormuş meğer; çünkü hayat, insanın doğumuyla başlamıyormuş.

"Annenin kaderi kızının çeyiziymiş" derler.




"-İlk neyi konuşalım, diye sordu.
-En kolayı, en baştan almak. Doğumunuzdan...
..
-Bir insanın hayatının doğumuyla başladığına emin misiniz?”

17



"Bu şehirde doğmuştu, ama gelecek, geçmişisn duvarlarının ardında değildir.”

29


“... herkes ötekilerin duasını sustursun diye kendi tanrısına yakarıyordu.”

33


“Hem zaten geleceği kuran, geçmişe dönük özlemlerimiz değil de nedir?”

36


“Sanki hoparlöre konuşmuşum, bütün şehir de beni duymuş gibi hissediyordum.”

55


“Bu adamlardan bazıları Tanrı'ya bile inanmıyordu ki, başka bir hayatta ödüllendirilmeyi umut etsinler.”

76


“Bir kahraman olduğunuzu inkar etmeye kalkıştığınızda şanınız iyice yürür, üstelik size bir de alçakgönüllülük payesini verirler. Söylediklerine göre, kahramanların en yüce erdemiymiş bu.”

80


“İçimi kemiren bir ur olsa, onu da mı seveyim etimdendir, kanımdandır diye?”

87


“Delice aşkın bütün belirtileri vardı bende, ama kelime bir türlü gelmiyordu. Sanırım böyle anlarda sizinle alay ederek hatta kötü niyetle bile olsa aşık kelimesini telaffuz edecek bir sırdaş lazımdır, soruyu kendimize de soralım diye çünkü o zaman cevap kesindir.”

95


“Biraz telaşla aşağıya indiğinde, aklıma şundan başka bir şey gelmedi : “ bana mektup yazacağına söz ver, demeyi unutmuşum!” itiraf etmeliyim ki aptallığın daniskasıydı bu. Ama daha iyi oldu, öyle durumlarda ne kadar aptal görünürseniz o kadar heyecan yaratırsınız.”

96


“Aşk ilk günkü gibi kalabilir, heyecan da öyle. Aylar da geçse, yıllar da geçse. Hayat, insana bıkkınlık verecek kadar uzun değildir. “

109


“Herkes “biz bizeyken” ettiği sözleri kendine saklayıp güya ötekine saygıdan kaynaklanan, aslında aşağılama ve tiksintiyi yansıtan sıradan, ağdalı kalıplarla konuşmaya heveslenirdi. Sanki iki taraf da iki ayrı türe ait varlıklarmış gibi.”

111


“Görüyorsunuz, hala dolaşabiliyor, haberleşebiliyorduk. Savaşla birlikte bu bitti. Sınırlar sımsıkı kapandı. Yolculara da, mektuplara da, telgraflara da, telefonlara da. Mesafe hala aynıydı, karayolundan üç-dört saat, ama bunlar artık farazi saatlerdi. Aramızda ışık yılları vardı, artık aynı gezegende değildik.”

128


“İnsan özlemini çektiği sevinçlere ulaşamadığı zaman sıkılır”.

138


“-Şunu kafana sok, kardeşin senin asla erişemeyeceğin bir üstünlüğe sahip.
-Neymiş o ?
-O, eski bir direnişçinin kardeşi; sen ise alt tarafı eski bir kaçakçının ağabeyisin”

152


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder